Tohumdun yüreğimde fidan oldun büyüdün,
Ağaç idin bağımda, çınar oldun yürüdün.
Nasıl söküldün öyle, çatır çatır içimden,
Köklerin yüreğimde kan revan oldu birden.
Çalı çırpı bıraktın giderken yüreğimde,
Hepsi bir kıymık gibi beynimin her yerinde.
Dilin ne derse desin, gözün öyle demiyor,
Seni sevmedim derken, dilin yalan söylüyor.
Burası atatürk parkı, karşımız anadolu
Gönlümün öbür yanı ondan böyle sır dolu.
Yalmnızım bu şehirde, hem de yapayanlızım,
Boğuluyorum
Bir gelincik tarlasında koşarsın rüyanda
Yüzünde bir gülümseme vardır uyandığında
Aceleyle tararsın saçını
Sürersin en güzel en can yakıcı kokunu
Giyersin afili kıyafettini
Durakta bekler seni
Geçmiştir bir sürü araba ama binmez bekler seni orada
Usulca tutar elini günaydın der sana
Aşkın sıcaklığı bir durakta seni bekleyen sevgilidir bazen
Bir fırtına çıkmıştır ağaçları kökünden söken
Bir kara bullutur gök yüzünde yağmur bekleyen
Bir şimşektir yer yüzüne kızgın öfkeli inen
Her yerde
Ağlama gözlerim kimse görmesin
Onu unutamadığımı kimse bilmesin
Arkamızdan acınıp garip demesin
Nasıl olsa her gece ağlar gözlerim
Benim çektiklerim senin yüzünden
Gönlümede küstüm senin sevginden
Ağlama ne olur onun derdinden
Bir insafsız uğruna ağlar gözlerim
Rahat bırakmıyor ki hiçbir hatıran
Lanet ettim sevdanı hatırladığım an
Gözlerimden yaş değil kan damlıyor kan.
Hasretinden her gece kahroluyorum
Seni sevdiğimden utanıyorum
İçimden sevdani silemiyorum
Bir zalim uğruna ağlar gözlerim
Ben nice ayrılıklar gördüm ömrümce
Kuşlar gördüm; kırılmış kolu, kanadı
Ayrı düşmüş sevdiğinden kuşlar gördüm
Hiç bir ayrılık bana bu kadar komadı
Ayrılığın bir ağrıdır vurur şakalarımda
Ve büyür gözlerimde bir okyanus kadar
Derinden ses verir içimde bir tel
Sonra, birdenbire kırılır, kopar
Yeryüzü çekilir altından ayaklarımın
Geçer başıma çöken bir tavan gibi gök
|